“Âşık oldur kim kılar cânın fedâ cânânına
Meyl-i cânân itmesin her kim ki kıymaz cânına”
Edebiyatımızın yüce şairi Fuzûlî’nin pek meşhur olan bu beyiti, geleneğimizin aşıklık müessesine bakışına dair sözlük mahiyeti taşıyan beyitlerden biridir. Özneleri her dilde farklılaşsa da medeniyetimiz aşk, aşık ve maşuk kimliklerini bünyesinde hep yüksek bir konumda taşımış, sevmek her daim insanımızın en kıymetli varlığı olmuştur. Şiirimiz de bu iştiyakın tesiriyle aynı çerçevede şekillenmiş ve nice aşıklar ölmeyen şiirlerle bir medeniyeti inşa etmiştir. Bu güzel söz sahiplerinin şiirleri de aşk ve aşıklığa dair temel prensipleri gelecek nesillere taşımıştır. Ancak nasıl gülün kokusunu hissetmek için koklamak gerekir, tarifle hissedilmez ise aşk için de aşıklarımız aynı tarifi izah buyurmuşlardır.
“Hicran destanını kendinden oku,
Mecnun'dan duyup da rivayet etme.
Aşkın Leyla'sını gördünse söyle.
Söz temsili bulup hikayet etme.”
Bu değişmez bir gerçek olsa da uzaklardan gelen kokular bile nice insanların gönlünde yer bulmuştur. İnsanımız hala şiiri ve sevgiyi kıymetli bir varlığı olarak benimsemektedir. Bahsettiğimiz çerçevede Fuzûlî’nin mezkûr beyitini bir ders kitabı olarak tanımlamak mümkün. Takip eden beyitlerde de adeta usta bir aşığın öğretisi sevgi meraklılarına öğüt veriyor. Vuslata ermek isteyen aşığın canından geçmesi gerektiğini, kendi varlığından soyunması gerektiğini zarif bir dil ile aktarıyor. Şiirimiz gösteriyor ki aşık ancak kendi yokluğuna doğru yol aldığında sevgilisi onda var olacak. Aşama aşama ilerleyen süreç de nihayetinde canından tamamen vazgeçmekle kemâle eriyor.
Medeniyetimiz ve ariflerimiz bu yok oluşu yalnızca romantik bir meyil olmaktan öte ontolojik bir mesele olarak ele almışlardır. Bunun için müesseseler inşa edilmiş, varlığın özüne dair bir bilgi olan aşk ve yok oluş meseleleri taliplerine meşk edilmiştir. Böyle ciddi bir meselenin varisi olan günümüz insanının modern hayatı, bu derinlikte bir soyut alem için oldukça hızlı ve sığ olsa da Fuzuli’nin bu muhteşem beyiti bizlere yine sevgi adına öğretmenlik yapabilir. Fedakârlık ve feragat günümüz ilişkilerinde göz ardı edilen hususlar. Menfaat ve alışveriş odaklı sevgi ise modern insanın yöneldiği yanlışlardan biri. Can feda eden aşıkların varisleri olarak insanımız ; fedakarlığı, bazı haklarından feragat etmeyi, menfaat gözetmeden sevmeyi, böylelikle kendi yokluğuna doğru ilk adımı atmayı tercih etmelidir.
Herkesin kendi kapasite ve algı miktarınca nasipleneceği bu beyitten biz de arz ettiğimiz hususlarda beslendik. Fuzûlî ;mezkûr beyiti ile bizlere fedakarlığı, menfaat gözetmeden sevmeyi, hak peşinde koşmadan feragat etmeyi, hatırlattı. Kendi canından vazgeçip sevgiliyle var olmayı söyledi. Büyük şair Fuzûlî, nice aşıkların yok olduğu o aşk ummanından bizleri bir şart ile sevmeye davet etti, “yokluk”.